RAKAMLARIN GİZLİ ANLAMLARI
Kadim kültürler şansa inanmadığından nesneler yada olayların belirli bir sayıda olmaları büyük önem taşırdı. Böylece sayma yöntemi olarak ortaya çıkan sayılar güçlü bir sembolizm edindi. Niceliklerinden ifade edilmesinden ziyade kendilerine özgü nitelikler kazandı, hatta kozmik güçlerle donandı.
Bedenimiz ve ruhumuzun, yaşam ile olan etkileşimin de varlığımızın bir ömür boyu süren hikayelerini besliyoruz zihnimizde. Hayatımıza eşlik eden birçok farklı kavramı anlamaya çalışarak yaşıyoruz. Sayıların keşif yolculuğundan bu yana, zaman kavramımız dahil olmak üzere hayatımızı sayılar ile yönetiyoruz.
Gizli yazışma sanatından saat sayılarına, astroloji gibi sayıların harikulade gizemine olan bağlılığımız ile devam ediyor hayatlarımız.
Peki sayısal bir dilin, koku molekülleri ile sanatsal bir sırrı taşıyan kodlamasını yapmak sizce de heyecan verici değil mi?
Her bir molekülün, gizli şifrelenmiş sayılarından tasarlanan, parfümün esintisine yerleştirilmiş ve bedeniniz de ya da ortamlarınızda kullandığınız bu esintileri sonsuz evrenin içinde süzülen ve herhangi bir kişiden aldığınız övgüden sonra kokunuzdan bahsediyor olmanız yani kokunuzun kod numarasını paylaşmanız esintiniz ile evrene gönderdiğiniz selamlaşma daha ne kadar güzel olabilirdi ki.
Koku kütüphanemizde bulunan binlerce farklı molekülün, istenilen koku mesajına ulaşması için belirlenen esansların sayılar ile ortaya çıkan kokunun kodlamasını aslında sanatsal koku tasarımı bittikten sonra kendi karakterini anlatan kod numarasını oluşturuyor. Esansların iç içe geçişleri ve sayı çarpanlarının bu mükemmel ahenginde ilk spreylenen moleküllerin koku ziyafetinin tadını çıkartmak, doğaya olan hayranlığımızı çok daha fazla arttırıyor.
Sayıların kullanıldığı her bir alan matematiğin alt yapısında kurgulanır. Zaten matematik hayatımızın her alanındadır. Açılar elde edilerek oluşturulan rakamlar, her bir sayının doğru açıyı temsil etmesi ile hazırlanmıştır.
Parfümün karakterinden oluşan kodlama, kokunun yorumunda başvurulan transparan bir dildir.
Güneş, ay, yıldızlar ve gezegenlerin hareketlerini gözlemleyip mevsim değişikliğini fark eden insanlar zamanla evrenin doğal ritmine dair bir fikir sahibi olmaya başladı.
Çoğu bitki kokulu ve renklidir, bu nedenle duygusal bir yankı yaratırlar.
Kendine has kokulara sahip olan her bir bitkinin, tomurcuktan başlayan serüveni ve kullanım şekline kadar olan topraktan ayrılma sürecini içerisinde barındıran mevsim geçişleri incelenir. Mevsim geçişlerinde gezegenlerin insanlarda olduğu gibi tüm canlılarda da önemli rolü vardır. Yani Her bitkinin yaşamı farklıdır.
Doğanın sayılara göre kurulmuş olduğu görüşünde olanların bir kanıt olarak ortaya koydukları bulgulardan biri de insan vücudunda, deniz kabuklularında ağaç dallarında ve doğadaki pek çok şeyde rastlanılan, “altın-oran” denilen 0.61803 sayısıdır. Platona göre kozmik fiziğin anahtarı altın orandır.
Kokuların fiziği
Kokuların içeriğindeki maddelerin doğru orantı ile oluşan hikayelerinin, her molekülde etrafı saran esintilerinde bir nevi sembolleri düşündüren isimsel karakterlerinde sayıların gizemini kullanmak yani kodlamak, kokunun karakterini korumuştu.
Örneğin 1787 olarak kodlanan bir parfümün hikayesini anlatan sayılardaki gizem nasıl oluşturula bilinirdi.
Her gezegenin temsil ettiği coğrafi yerler, renkler, ağaçlar, bitkiler, hayvanlar, kokular vardır. Örneğin, Satürn ‘kötü kokuludur. Jüpiter parlak ve ışıltılı, Mars acı, Venüs yağlı ve tatlıdır... Merkür karmaşık bir tat ve renktedir. Güneş ve Ay ise astrolojide iki kutsal ışık olarak görülür. Ay bilinçaltımızdan gelen etkileri yönetirken Güneş de bilinçli davranışlarımızı gösterir...
Bu yenilebilir notalar, burun deliklerine ek olarak tat alma tomurcuklarında da karıncalanma ile sonuçlanan bir öfori ve oyunculuk hissi yaratır, böylece lezzetin tat ve kokunun bir kombinasyonu olduğu gerçeğini doğrular. Parfümümüzü tamamen yeni bir şekilde görmemizi sağlıyorlar ve giderek daha karmaşık aromalar yaratmak için onları manipüle edebilen yetenekli bir parfümcü tarafından kullanıldığında merak uyandırıyorlar.
Bu sanatsal esintilerin bazıları, tarihin sanatsal gezintisinide sunuyor.
Oluşturulan kodların varlığı, kullanılan kokunun varlığını zenginleştirir. Kokuların, hayatımızda bir çok anıyı biriktirmesini görmeye başladığımızda, bizi kuşatan var oluşun çift yönlü doğasının daha çok bilincine varırız. Mesela kullandığımız kokunun kod numarası, hikayesini benimsediğimiz kokunun gerçeğine doğru ruhsal yükselişimizin hatırlatıcısı olur. Çekici bir koku bedensel bir çekimi temsil edebilir. Alt notalarında keyifli bir yasemin esintisi, bitkinin ruhunun saflığının hatırlatıcısı olabilir. Kokuları sayılarla anımsamak, varoluşun gizemli rakamlarına dair ahengimizi geliştirir. Kokuda sayısal bir sahnenin yorumunda başvurulan görsel bir dildir.